Ece ve Oyuncakların Büyülü Dünyası
Bir zamanlar küçük bir bebek varmış. Bu bebeğin adı Ece’ymiş. Ece, her gün oyuncaklarıyla oynamayı çok severmiş. Yumuşacık ayıcığı, rengarenk blokları ve çıngırakları onun en sevdiği oyuncaklarıymış. Ama bir gün, Ece’nin başına çok tuhaf bir şey gelmiş.
Bir sabah Ece, yatağından kalktığında oyuncak sepetine doğru bakmış. Gözlerini ovuşturmuş çünkü bir şey çok farklıymış. Sepetteki oyuncaklar, sanki hareket ediyormuş! Ece şaşkınlıkla ellerini çırpmış ve sevinçle gülümsemiş. Birden, oyuncak ayıcık konuşmaya başlamış: “Merhaba Ece! Bizim dünyamıza gelmek ister misin?”
Ece, hayretle ayıcığa bakmış. “Nasıl gelebilirim ki?” diye düşünmüş ama ayıcık çoktan ona gülümseyerek elini uzatmış. Ece, minicik elleriyle ayıcığın elini tutmuş ve bir anda kendini oyuncakların dünyasında bulmuş. Etrafı rengarenk, devasa bloklar, pırıl pırıl arabalar, ve her köşeden gelen müzik sesleriyle doluymuş.
Ayıcık, Ece’ye dönerek, “Bu bizim dünyamız, burası oyuncakların büyülü yeri,” demiş. “Burada her şey oyun ve eğlence!”
Ece, ayıcığın yanında yürümeye başlamış. Yol boyunca, top oynayan oyuncak arabalar ve melodiler çalan çıngıraklar görmüş. Hepsi Ece’yi selamlamış. “Merhaba Ece! Gel, bizimle oyna!” diye seslenmişler.
Ece, devasa bir blok kulesinin yanına gitmiş. Bloklar rengarenkmiş ve her biri ışıl ışıl parlıyormuş. “Bu bloklar çok büyük!” demiş kendi kendine. Ayıcık gülümsemiş: “Burada her şey senin için büyüdü, çünkü sen bizim dünyamızın en önemli misafirisin.”
Ece, büyük bloklarla oynamaya başlamış. Onları üst üste koyarken gülücükler saçıyormuş. Bloklar her seferinde daha yükseğe çıkıyormuş ama bir tanesi yanlış koyulmuş ve kule devrilmiş! Ece önce biraz şaşırmış, sonra ayıcığın kahkahasını duymuş. “Merak etme, buradaki her şey bir oyun!” demiş ayıcık. Bloklar hemen geri dönmüş ve kule yeniden kurulmuş.
Sonra Ece, rengarenk topların olduğu bir parka gitmiş. Toplar etrafta zıplıyor ve kendi kendine dans ediyormuş. Ece, bir topu yakalayıp ona sarılmış. Top yumuşacık ve sıcacıkmış. Ece, ayıcıkla birlikte topların arasında zıplarken, rüzgar gibi hafif hissetmiş.
Oyun oynamaktan yorulduğunda, ayıcık Ece’ye bir sürpriz hazırlamış. “Hazır mısın?” demiş ve el çırpmış. Bir anda gökyüzünde parlayan yıldızlar belirmiş. Bu yıldızlar tıpkı ışıklı oyuncaklar gibi parıldıyormuş. “Bunlar bizim oyuncak dünyamızın sihirli yıldızları. Onları izlerken her zaman mutlu oluruz.”
Ece, yıldızları izlerken huzurla gülümsemiş. Ayıcık ona dönerek, “Artık geri dönme zamanı, Ece. Ama ne zaman istersen, oyuncakların büyülü dünyasına yeniden gelebilirsin,” demiş.
Ve birden Ece, kendini yine kendi odasında, oyuncak sepetinin başında bulmuş. Ayıcığı hala yanında durmuş. Ama şimdi biliyormuş ki, oyuncaklar aslında çok daha fazlasıymış. Onlar sadece oyun değil, aynı zamanda sihir dolu bir dünyaya açılan kapılarmış.
Ece, ayıcığını sımsıkı sarıp, gülümseyerek oyuncaklarıyla oynamaya devam etmiş.
Masalın Özeti ve Katkısı
Bu masal, 6-12 aylık bebekler için uygun şekilde yazılmıştır. Ece’nin oyuncaklarla olan etkileşimi, bu yaş grubundaki bebeklerin dünyayı keşfetme sürecini destekleyici bir şekilde kurgulanmıştır. Masalda oyuncaklar canlandırılarak, bebeklerin hayal dünyasını harekete geçirecek büyülü bir atmosfer yaratılmıştır. Tekrarlayan ve basit ifadelerle bebeklerin dikkatini çekmeye yönelik tasarlanan olay örgüsü, oyuncakların dünyasına olan merakı artırırken, güven ve eğlence temasını işler. Masal, bebeklerin gelişen duyusal ve bilişsel becerilerine hitap eden renkli ve etkileşimli bir yapıya sahiptir.