Kayıp Minik Balık ve Büyük Deniz
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak denizlerin derinliklerinde, minik bir balık yaşarmış. Bu balık o kadar küçükmüş ki, denizde yüzerken bazen dalgaların arasında kaybolurmuş. Adı Minikmiş. Minik balık çok meraklıymış, etrafında ne varsa keşfetmek istermiş.
Bir sabah Minik, yuvasından çıkıp denizin derinliklerinde yüzmeye başlamış. “Bugün neler keşfedeceğim acaba?” diye düşünmüş. Yavaşça mavi suyun içinde ilerlerken, etrafında parlak taşlar ve yosunlar görmüş. “Ne güzel parlıyorlar!” demiş kendi kendine. Yosunlara dokunmuş, parlayan taşları seyrederken gülümsemiş.
Ancak, biraz daha yüzdükçe deniz daha da genişlemeye başlamış. Minik balık etrafına bakmış, ama yuvasını görememiş. “Aaa! Ben yuva mı kaybettim yoksa?” demiş hafifçe endişelenerek. Küçücük balık, kocaman denizde kaybolmuş gibi hissetmiş.
Tam o sırada, büyük ve yumuşacık bir denizanası yanından geçmiş. Minik balık cesaretini toplayıp, “Denizanası, ben yuva mı kaybettim. Bana yardım edebilir misin?” diye sormuş. Denizanası yavaşça sallanarak gülümsemiş. “Merak etme, minik dostum. Ben yavaşça yüzerim ama her yeri bilirim. Gel, birlikte bakalım,” demiş. Denizanası önde, Minik balık arkada, birlikte yüzmeye başlamışlar.
Yol boyunca, Minik balık etrafını izlemeye devam etmiş. Denizin dibindeki kumlar parlıyor, küçük baloncuklar havada dans ediyormuş. “Bu deniz ne kadar büyük ve güzel!” diye düşünmüş Minik. Yüzerken, bir anda bir yengeç çıkmış karşılarına. “Merhaba!” demiş Minik balık. “Yuvamı bulmaya çalışıyorum, yolu biliyor musun?”
Yengeç, kıskaçlarını şıkırdatmış ve “Ben denizin dibinde yaşarım, bu yolları iyi bilirim! Sana yardımcı olabilirim,” demiş. Yengeç de ekibe katılmış ve birlikte yüzmeye devam etmişler.
Biraz daha ilerledikten sonra, denizin dibindeki devasa kayaların arasında bir kaplumbağa oturuyormuş. “Kaplumbağa, yuva mı kaybettim. Yolu biliyor musun?” diye sormuş Minik. Kaplumbağa, ağır başlı bir şekilde başını sallamış. “Ben çok yaşlıyım ve denizin her yerini bilirim. Senin yuva çok uzakta değil,” demiş.
Büyük kaplumbağa önde, Minik balık, denizanası ve yengeç arkada, hep birlikte yüzmüşler. Ve sonunda, Minik’in yuvası görünmüş! Minik sevinçle yüzmüş ve yuvasına ulaşmış. “Teşekkür ederim, dostlarım!” demiş Minik balık. “Siz olmasaydınız, bu kocaman denizde kaybolurdum.”
Denizanası, yengeç ve kaplumbağa hep birlikte gülümsemişler. “Bu deniz büyük olabilir ama dostların varsa, hiçbir zaman kaybolmazsın,” demiş denizanası. Minik balık dostlarına teşekkür etmiş ve onlara elveda demiş.
Ve böylece Minik balık, yuvasına dönerken büyük denizin ne kadar güzel ama aynı zamanda dostlarla dolu olduğunu öğrenmiş.
Masalın Özeti ve Katkısı
Bu masal, doğrudan doğa olayları yerine deniz altındaki hayvanları insanlaştırarak, dostluk ve keşfetme temasını işler. Masal, 2 yaşındaki çocukların dil gelişimini destekleyecek basit ve tekrarlı ifadelerle yazıldı, aynı zamanda olay örgüsü biraz daha gelişmiş.